Herkese teklif vardır, bunu biliyoruz da, bu yönde algı oluşturmanın zamanı mı?

Önümüz Fenerbahçe maçı ama medya tüm takımı sattı bile. Herkese teklif vardır, bunu biliyoruz da, bu yönde algı oluşturmanın zamanı mı? Özellikle de bazı isimler adına. Icardi, en büyük gözdeleri. MLS'den 20 - 25 milyon avro aralığında maaş teklifi almış, sezon bittiğinde resmi temaslar başlayacakmış gibi haberler üretiliyor. Teklif alması doğaldır da, haberin zamanlaması ve içeriği yanlıştır. Inter Miami deniliyor, takımda Messi'nin çalıp söylediği unutuluyor. Barcelona'daki bütün asker arkadaşları orada.

Fotoğrafla ilgili bir hayalim, daha doğrusu düşüncem var

Fotoğrafla ilgili bir hayalim, daha doğrusu düşüncem var. Zaniolo için genel beklenti "ayrılığı" üzerine olsa da, takımda kalma ihtimalinin olduğunu düşünüyorum. Özellikle de sakatlığı kaynaklı Euro 2024'te yer almayacak olmamasından ötürü. Aston Villa'da beklediğimiz etkiyi gösteremedi. Piyasa parlatma adına önündeki en büyük fırsat Euro 2024'tü. Orada da yer almayınca, futbolcunun adı ve etiketi kaynaklı bir beklenti oluşabiliyor. Orada da Galatasaray'ın beklediği bonservisi veren çıkar mı? Fiorentina diyorlar ama, bu paralara çıkacaklar mı?

Tozlanmış parçalı #79; Ryan Donk

Kasımpaşa forması giyen "stoper" Donk, yetenekli ama kontrolsüzlüğün kitabını yazıyordu. Tekniği, pas ve fizik özelliği ile ön planda, bunun yanında ise kontrolsüz, konsantrasyon kaybı yaşayan bir futbolcu. Rıza Çalımbay'ın onu orta sahaya çekişi, Donk'un da kariyerini pozitif anlamda kırıp attı. Bir anda ligin en değerli orta sahalarından biri oldu ve kendisini kısa sürede Galatasaray'da buldu. Kötü bir Galatasaray'a geldi ve beklenti üst düzeydi. O da doğal olarak bunu karşılayamadı.

Galatasaray çok hırslı, fark hedefliyor gibi söylemler "ters rehavet"

Kimsede rehavet olduğuna inanmıyorum. Taraftarlar olarak başka konularda yorum yapıyor olmak, maçı düşünmüyor anlamına gelmiyor. Bunu haftalardır söylüyorum. İş bitmiş modu yok. Fenerbahçe'yi yendikten sonra da o moda girilmeyecek. Konyaspor'u da yenip, 105 puanla ligi bitirmek hedef. Rekoru öyle bir seviyede bırakacağız ki, bir daha ulaşılması imkansız olacak. Fenerbahçe maçına "şampiyonluğu" ilan etmemiş şekilde çıkmak belki de iyi olandır. Sarhoş çıkılmayacak bu maça, odak çok daha yüksek.

Yeni sözleşmeyle birlikte, uzun bir Galatasaray geleceği olmasını dilerim

Karagümrük karşısında yenilen ilk golde, Nelsson'un hatasının olup olmadığı tartışma konusu olmuş. Orada aslında hatalar silsilesi var. Kaan Ayhan'ı maç içinde sık sık orta sahaya gelirken gördük ve kanadını boşalttı. Bu "hoca" tercihidir, yeni bir denemedir diye düşündüm. Mendes, çok uzun süre top sürdü mesela, asıl buna imkan vermemek gerekiyordu. Nelsson'a gelirsek, belki hatası oyuncuyu kanada kaydırmamak olabilir. Orada da gerçi Mendes'i oyalamaya çalıştı ve kademe bekledi. Vuruş anında Abdülkerim Bardakcı'nın da hamlesizliği var.

Her Galatasaraylının hayalinde eminim ki İlkay Gündoğan var

Her Galatasaraylının hayalinde eminim ki İlkay Gündoğan var. Yok diyen de, içten içe bu hayali kuruyordur. Her yaş haddi olan isim "etiket" olmuyor. İsim büyük, oynadığı pozisyonun en iyilerinden. Bu açıdan bakınca "etiket" tanımı yapan var da, benim için "etiket" demek, ismi büyük ama belli defolar gösterdiği için transfer olan futbolcudur. Sakatlık, mental problemler, bitmiş tempo gibi. Hala iyi düzeyde olup, sana çağ atlatma ihtimali olan futbolcu neden "etiket" olsun. Yaşa bakmazsın o an, şartlar oluşursa transferi gerçekleşir. 37 yaşındaki Mertens'in yaptıkları işte, daha güzel bir örnek var mı?

Ne kadar kapanırsanız kapanın, sizi hataya sürükleyecek enstrümanlara sahibiz

"Uzaktan şutlar", geçen yılların en büyük kanayan yaralarından biriydi. Uzaktan şut denenmez, geçmiş kariyerinde iyi şut atan futbolcular sana gelince körelir. Kilit açmakta bu yüzden zorlanırsın. Bu sorunu geçen sezon da yaşıyorduk. İçinde bulunduğumuz sezonda ise "kilit" açabilmemizin en önemli unsurlarının başında duran toplar ve uzaktan atılan şutlar geliyor. Harika duran top organizasyonlarımız var, ceza sahası dışından da etkili şut atan futbolcularımız.

Okan Buruk'un Galatasaray'ının da geri dönüşlerini konuşalım

Xabi Alonso'nun Leverkusen'i namağlup, muhteşem bir takım. Son dakikalarda attıkları gollerle de birçok maçı ya kazandılar, ya da kaybetmediler. Kusursuz bir özellik, adamlar yenilmiyor. Okan Buruk'un Galatasaray'ında da benzer özellik var. Süper Lig'de 80. dakikalardan sonra atılan 20 gol var ve bu gollerle birlikte 11 puan kazanıldı. Galatasaray'ın da son dakikalarda kazandığı maç sayısı çok. Gaziantep FK, Kasımpaşa, Karagümrük maçları bir çırpıda aklıma gelenler.

Barış Alper Yılmaz'ı nasıl öngörebilirsin ki?

Rakip iyi kapanıyor, alan bulamadı derken, ilk yarıda bir süre bocaladı aslında. Gerçi onun için alan bulabilmek mesele değil, rakibi karşısına alması yetiyor. Her türlü savunma stratejisi için cevap. Öngörmek imkansız. Şut atar, her 2 tarafa çalım atabilir, fizik gücü zaten bambaşka seviyede. Alan bulursa durdurman imkansız, oynayabildiği tonla mevki var. Karagümrük karşısında sallanırken, ilk yarıda sahneye çıktı ve arka direkte kafayla bitirdi. 2-1 öne geçerken de, fizik gücünü kullanıp, ters taraftan yüklenirken yaptığı asist tam olarak onun imzası.

Berkan Kutlu'nun bu golü kimlere geldi, onlar kendilerini çok iyi biliyor

Berkan Kutlu'nun bu golü kimlere geldi, onlar kendilerini çok iyi biliyor. Mesajı onlar çok iyi aldı ve bu isimler de maalesef "Galatasaraylıyım" diye geçinen bazısı diyelim. Etiketçi bazısı, kadro mühendisliğinden bir haber olup, 11 tane Icardi'nin birlikte kullanıldığında takımın çok iyi noktaya geleceğini düşünenler. O kadar mı demeyin, gerçekten de öyle. Berkan Kutlu'nun atmış olduğu golle şu virajı almaktan o kadar mutluyum ki.

Fatih Karagümrük 2-3 Galatasaray, bir rakip sana ne kadar ters geliyorsa

Galatasaray'a bir rakip ne kadar ters geliyorsa, Karagümrük de o kadar ters geliyor işte. Yine de bu denli zorlanacağımızı düşünmüyordum. Tehlike şu. Aynı alanı Adana Demirspor maçının ilk yarısında da vermiştik ama Karagümrük onlara göre hem daha yetenekli, hem de daha bitirici. Bir de Markao gibi bizi kupadan elemiş forvetleri var. Aynı senaryoydu aslında, bugünü de o alıyordu. Bunu bilmemize rağmen, Davinson Sanchez'i tercih etmeyip, Abdülkerim Bardakcı ile onu durdurmayı düşünmek bizi ateşe atmak üzereydi.

Mertens'le 1 sezon da olsa yola devam edebilme ihtimali fırsattır

Mertens'in yeni sözleşmesi gelene kadar, bu tarz yazılar gelmeye devam edecek. Çünkü "Mertens sözleşmesi yaşatır". Seviyesi düşmemiş futbolcunun "yaşına" bakılmaz. Ayrıca bu adam sana genç gelmedi zaten. Bu seviyenin rakamı bellidir. Hatta seviyesinin düşmesini geçtim, yükselmedi mi? Geçen sezonun fazlasıyla önünde. Gelecek sezon için de sana ne vereceği az çok belli. Yeter ki Allah sakatlık belası vermesin.

Kerem Aktürkoğlu "menajer" değişikliğiyle birlikte transferinin kapısını araladı

Kerem Aktürkoğlu "menajer" değişikliğiyle birlikte transferinin kapısını araladı. Avrupa'ya yorsak da, Suudi Arabistan ya da MLS'de futbol oynamak istediği yazılıyor. Suudi Arabistan'dan da ciddi bir teklif aldığı yazılmış. Ayrılık durumu zaten konuşuluyordu. Çoğunluk da "misyonunu" tamamladığına inanıyor. Kariyeriyle alakalı beklentim, uzun yıllar Galatasaray forması giymesi ve bayrak futbolculardan biri olmasıydı. Transfer kararına saygı duymak gerekiyor. Arap diyarı onun için bir anlamda "futboldan" vazgeçmek olsa da, kazancını düşünüyor olmasına da saygılıyım.

Fenerbahçe maçı yaklaştıkça, Zaniolo'yu ister istemez anmadan geçemiyoruz

Fenerbahçe maçı yaklaştıkça, Zaniolo'yu ister istemez anmadan geçemiyoruz. Geçen sezon derbide göstermiş olduğu o performans neydi öyle? Öyle bir performanstı ki, yeni sezon için "var bir hayalimiz" moduna geçmiştik. Zaniolo ile en azından 1 tam sezonumuz vardı diyordum. Ya da yarım sezon forma giyer, Şampiyonlar Ligi'nde boy gösterir ve Boey misali bir transfere imza atardı. Çok sirkülasyon yaşadık maalesef. Bu yüzden de yapıyı oturtmak zaman aldı.

Kerem Demirbay'a teklif gelmesi çok şaşırılacak bir durum mu?

Kerem Demirbay'a teklif gelmesi çok şaşırılacak bir durum mu? Galatasaray'ın Kerem Demirbay transferini çok rahat mı gerçekleştirdiğini düşünüyoruz ya da? Özellikle Serie A temelli birçok iyi takımı ekarte ettik ve bu transferi gerçekleştirdik. Yetmedi, Suudi Arabistan'ın maddi cazibesini de aştık. Yine yetmedi, Bayern Leverkusen'in inadını kırdık. Takımdan yollamak istedikleri, düşünmedikleri bir futbolcu değildi. Rotasyonlarında net bir yeri vardı ve şu başarılı Leverkusen içinde "pay sahibi" isimlerden biri olacaktı.

Kaan Ayhan'dan fazlası mı Berat Özdemir, sanmıyorum

Bu konuya "Berat Özdemir" özelinde değinmedim ama onun üzerinden tekrar değinelim. Yaz dönemi Berkan Kutlu'nun takımdan ayrılmasını istemiyordum. Değerli bir alternatifti çünkü. Yokluğunda da kendisini fazlasıyla aradık. O giderse, Berat Özdemir'in alınması gerektiğini dile getiriyordum. O an için kiralayabileceğin başka bir yerli orta saha yoktu. Tarzları farklı olsa da, o gün için Galatasaray orta sahasının buna ihtiyacı vardı. Bugün için ise yok.

Erden Timur, transfer konusunda eleştiri alırken, atlanan bir nokta var

Erden Timur, transfer konusunda eleştiri alırken, atlanan bir nokta var. Genç, bonservisli, geri dönüşü olacak isimleri almayı bizler görürken, onun görmemesi imkansız. "Limit" diye bir problem vardı. Bu da sizin bonservis ödemenize engeldi. Bu yüzden de "etiket" diye nitelendireceğimiz, daha iddialı ama bonservisi olmayan ya da kiralık gelecek isimlere yöneldik. Tam limit açıldı, Davinson Sanchez geldi işte. Limit derdi olmasa, bu tarz birçok transferi izlerdik. Bu yaz döneminde izleyeceğimiz gibi.

Haber doğruysa, Ziyech ile alakalı en doğru şartlar oluştu demektir

Ziyech'le alakalı sözleşme bilinmezliklerle doluydu. Galatasaray'ın isteğine bağlı bir opsiyon var gibi düşünürken, futbolcunun diziyle alakalı sakatlık yaşamaması ve şu kadar maça çıkması halinde şartlar yerine gelmiş olur gibi bir madde olduğunu öğrendik. O dönem Ziyech kötü durumdaydı tabi, isyan ediyorduk. Bugün ise ne kadar önemli bir transfer olduğu konuşuluyor. Dış basında bir haber okudum. İçeriğe bakınca, transferiyle alakalı kafam yine karıştı.

Manadan uzak, etiket işleri

Futbolun başına Ünal Aysal geçtiğinde ne olur sorusunun yanıtı, Ali Naci Küçük'ün haberinde saklı. Galatasaray'da yapılacak olan başkanlık seçimini Süheyl Batum'un kazanması durumunda, Sportif AŞ'nin başına Ünal Aysal geçecek. Normalde bu sorumluluğu asla almak istemezdi de, şu an şartlar başka. Galatasaray tarihinin ekonomik anlamda en ferah yaz dönemlerinden birini yaşayacağız. Sınırsıza yakın imkan var ve kendisi bu konforu yaşamak istiyor.

Sol kanadın dinamizm seviyesi çok yüksek

Köhn ve Barış Alper Yılmaz arasında iyi bir uyum oluştu. Sol kanadın dinamizm seviyesi çok yüksek. Savunma yardımını ihmal etmeyen bir Barış Alper Yılmaz'la birlikte, Galatasaray sol kanatta güçlü bir görüntü yakaladı. Kerem Aktürkoğlu ve Zaha gibi isimlere sahip olsak da, sol kanat için doğru hamle Barış Alper Yılmaz'dı. Köhn de dinamizmiyle birlikte, önünde oynayan kanadı rahatlatabilecek bir bek. Barış Alper Yılmaz ile ekstra dinamizm deyince, sol kanatta "patlayıcı gücü" tanımlayabilmek kolay olmuyor.

Mayıs ayı, Galatasaray için yılbaşıdır

Mayıs ayı, Galatasaray için yılbaşıdır. Erden Timur'un sözü bu. Mayıs ayında şampiyonluk yarışında favoriyse, kazanan Galatasaray'dır. Lig henüz bitmedi bu arada. 2 maçlık fark vardı, hala 2 maçlık fark var. Fenerbahçe dilediği kadar çözülsün, senin hedefin 3'de 3, yani 105 puan. Lig bittiğinde rekoru öyle bir yerde bırakacaksın ki, sonrasında kimse hayal edemeyecek. Final haftalarına girerken Fenerbahçe çözüldü, Galatasaray ise alıştığımız gibi vitesi yükseltti. 3 hafta kala da fark 6'ya çıktı.

Seviyesi düşmemiş, takımla da devam etmek istiyorken neden yollar ayrılsın?

Dizinde esneme yaşamış, 2 gün dinlendirildi ve takımla son çalışmaya katıldı. Sivasspor'a karşı da sahadaydı. Tüm hafta okuduğumuz haberler ise, Mertens sezonu kapattı, sakatlığı ciddi, Sivasspor maçında yok tadındaydı. Sonrasında bu haberler "umarım maç kadrosunda" olura dönüştü ve giderek yumuşadı. Son gün takımla idmana çıkınca, bu maçta 11 başlayacağını biliyorduk. Efor ve mücadelesine bakınca da, sakatlığından iz göremedik. "Bilgi kirliliği" zehirlenmesine maruz bırakıldık.

Okan Hoca işte, futbolcu kazanımında bir dünya markası

Son yıllara bakıp, kalbimizdeki yaralardan biri ne desek, uzaktan atılan şutlar derdik. Galatasaray'a o yıllar içinde harika şut atan futbolcular gelmiş, bu özellikleri itibarıyla "körelmelerini" izlemiştik. Mertens'le o algıyı kırmaya başlamışken, Ziyech ile parçaladık. Şut atmak ayrı, bu işi "çilingirlik" dahilinde yapmak ayrı. Ziyech'in şutları genelde ya maç kazandırıyor, ya kildi açıyor. Elinde bu kadar kusursuz bir şut atan futbolcu varken de, her tabloda "sırtını geriye yaslayarak" maç izleme lüksünü elde ediyorsun.

Galatasaray 6-1 Sivasspor, büyük kutlamanın ayak sesi

Galatasaray, maçları "istediği" ölçüde oynuyor. Gol lazımsa buluyor, fark lazımsa yakalıyor, tempo lazımsa yapıyor, düşük viteste devam etmesi gerekirse de öyle hareket ediyor. Maç öncesi yazmıştım. Rakip formda olabilir ya da size olabildiğince kapanabilir. 5'li savunma, toplamda 8 kişilik bir savunma hattı ile sana karşı durmaya çalışıyorlar, ilk yarıdan 2-0'ı buluyorsun. Gün sonunda 6 gol atıp, istesen 7-8'i de rahatlıkla bulabilecek havadasın. Bu takım şampiyonluğu hak etmiyor da ne yapıyor?

Mertens'in oynayıp oynamayacağı çok şey ifade eder

Mertens'in oynayıp oynamayacağı çok şey ifade eder. Şu an ligin en formda ve iyi durumda olan futbolcusu. Galatasaray adına da, sezon bugün bitse MVP'si. Ön alan presi, bağlantı, hücum kalitesi. Galatasaray'da yükselttiği nokta çok ve o olmadığında yerine yazabileceğiniz bir muadil yok. Rakip kim olursa olsun, Mertens'in yokluğu sizi zorlar. Sakatlığı çok ciddi değil denilse de, Sivasspor karşısında oynaması beklenmiyordu. En azından ben bu yazıyı yazarken.

Kerem Aktürkoğlu bu sezon o kadar bitiremedi ki, gol sayısı 20'yi devirmişti

Fenerbahçe adına sezonun en değerlisi kim diye sorulsa, benim cevabım İrfan Can Kahveci olur. O olmasa şu an en az 10 - 12 puan daha az almışlardı. Kerem Aktürkoğlu ise Galatasaray adına en çok eleştirilen futbolcuların başında. Lig için istatistiklere baktığımızda, eşit gol sayıları var. İrfan Can Kahveci sadece 2 asistle önde. İrfan Can Kahveci abartılıyor demiyorum, Kerem Aktürkoğlu için eleştiri dozu bazen manasız noktaya taşınıyor.

Güçlü rakip, ne kadar başarılı olsan da seni diri tutar

Şampiyonluk ateşi yanarken, seçim gündemi içine girmek çok doğru durmasa da tarihler buna el vermiyor. Lig bitecek, sonrasında seçim başlayacak. Seçimler yeniden 2 yılda 1. Keşke eskisi gibi Mart ayında gerçekleşse de, bu aylarda hedefe daha odaklı hareket edilse. Eskiden Mart ayında seçimler gerçekleşir, yeni yönetimin eli her branş için transferde daha rahat olurdu. Seçim var diyerek transferi bekletsen, özellikle diğer branşlarda handikap yaşıyorsun. Hadi bu dönem devamlılık oluştu da, başka zamanlarda Haziran, hatta Temmuz ayında kadro kurmaya çalıştığımız oluyordu.

Bir transfer ne kadar "etiket" kokar derseniz, Varane de o kadar kokuyor

Manchester United, Real Madrid'in düşüş sezdiği ve elden çıkarmak istediği futbolcuları transfer etmeyi sever. Varane ve Casemiro bu tarz transferlerdendi. Varane için de 40 milyon avro'luk bonservis bedeli ödemişlerdi. İstediklerini aldılar mı dersek, sakatlıklardan geriye çok bir şey kalmadı. Oynadığı her sezon, ciddi sakatlıklar ve uzun ayrılıklar yaşar. Manchester United ile olan sözleşmesi bu yaz bitiyor ve kendisiyle yola devam etmeyecekler. Bir transfer ne kadar "etiket" kokar derseniz, Varane de o kadar kokuyor.

İstediğinde yapamayacağı şey yok

İstediğinde yapamayacağı bir şey olmadığını son haftalarda yaşıyoruz. Galatasaray'ı ipten aldığı ya da kilit açtığı an çok. Zaten beklenti de bu değil miydi? Gün sonu geldiğinde, kazanılan şampiyonluk konuşulurken "Ziyech'in bu etkisi de" ön plana çıkacak. Kader anlarında var çünkü. 4-0'lık maçta 5. golü atmıyor. Her hamlesi ya kilit açıyor, ya sana nefes aldırıyor. Doğal olarak da, gelecek sezon da kalmalı mı sorusunu sorduruyor?

Ciddi bir tecrübe kazanmış, ayakları yere sağlam basan bir Yunus Akgün

Yunus Akgün, henüz 23 yaşında ama çeşitli liglerdeki 5. şampiyonluğunu yaşadı. Galatasaray'da 3 Süper Lig, Adana Demirspor'da 1. Lig, Leicester City'de de Championship şampiyonluğu yaşadı. Galatasaray'da 1'er tane de Süper ve Türkiye Kupası kazandı. Galatasaray'da kazandığı ilk şampiyonlukta sadece A takımla çalışan bir gençti ama diğer 2 şampiyonlukta yeri vardı. 2. şampiyonluğunda A takımda da yer yer süre alan bir gençti, 3. şampiyonluğunda ise rotasyonun değerli bir parçası.

Erden Timur'suz olmaz

Galatasaray'ın maddi anlamda en güçlü olacağı dönemlerden birini yaşayacağız. Bankalar Birliği'nden çıkılıyor, projeler bir bir gerçekleşiyor (başta Florya), olası futbolcu satışlarından ciddi bir gelir elde edilecek. Takım başarılı, üzerine koyarak devam edeceğiz, Avrupa hayalimiz var. Geçen 2 yıl kolay geçmedi. 13. olmuş, bir anlamda dibi görmüş takım alındı ve hemen şampiyon yapıldı. 2 yıl içinde de bu noktaya gelindi. Bu başarıda da "vizyon" ve "planı" ortaya koyan isim Erden Timur'du.

Orta saha rotasyonunda yerli sorunu yok

"Çift 6" konusu yeri geldiğinde konuşuldu ve ihtiyaç giderildi. Şampiyonlar Ligi grup aşamasında 8 numaralarımızdan istediğimizi alamadığımız günlerde, Kaan Ayhan'ı orta sahaya kaydırmış ve katkı almıştık. O da bu pozisyonda üst düzeyde katkı verdi. Şampiyonlar Ligi'nde pres oyunumuz söz sahibi olurken, orta sahada yakaladığımız o sertliğin önemi vardı. Peki bu her zaman ihtiyaç mı dersek cevabım hayır olur. Bugün Kerem Demirbay oynuyor mesela, çünkü hücumda beklentimiz var. Hoca da bu yüzden ondan vazgeçmiyor.

Icardi'nin ikonluğa yürüyüşü, Gomis'e de saygı duruşu

Gomis'in röportajı okuyunca, bu fotoğraf üzerine bir şeyler yazmak istedim. Halef / selef de dersiniz, yeni bir çağın başlangıcı da. Gomis'in en iyi halinde bu değişim yaşanmasa da, Galatasaray formasını giydiği son 1.5 sezonunda da net katkısı olan bir forvet. Acaba düşer miyiz korkusu içinde, Göztepe / Rizespor serisinden seni çıkarıp, o yarım sezonda goller attı. Ertesi sezon ise Icardi'nin form tutmaya çalışıp, Seferovic'in hayal kırıklığı olduğu haftalarda seni ayakta tuttu. Dünya Kupası dönüşü Icardi'nin sakat olduğu 2-3 hafta var, orada da Gomis ayaktaydı.

Galatasaray olunca "ya o futbolcu toparlanırsa" korkusuna kapılırlar

Mustafa Demirtaş'a, Oliveira + Dubois karşılığında Gedson Fernandes'in Beşiktaş'ta oynama hakkını takas eder misin diye bir soru gelmiş. Beşiktaş, futbolcunun yüzde 50'si için 6 milyon avro ödemişti. Bu tarz bir takas uzun yıllardır gerçekleşmedi. Galatasaray ve Beşiktaş arasında gerçekleştiğini hatırladığım tek takas da, Ayhan Akman / Ahmet Yıldırım + Mehmet Aksu olmuştu. 2 - 2.5 milyon avro gibi de bir bonservis bedeli ödemiştik.

Okan Hoca bir yere gitmiyor, merak etmeyin

Algıcılar açık kovalamıyor. Açık varmış gibi hayal edip, bunu da algı yaratarak satmaya çalışıyorlar. Yeni algımız da Okan Hoca üzerine. Kim olduğu bilinmez bir Beşiktaşlı olduğunu iddia eden X hesabı, Okan Hoca'nın bir İtalyan takımı ile görüşmek istediğini yazmış. İtalyan takımıyla görüşecekmiş, Galatasaray tarafı buna şaşırmış, takımda kalacak ve gidecek isimleri hocaya göre planlayacakken, deprem etkisi oluşturmuş. Algı bu yönde. Okan Hoca, Galatasaray ile 2 yıllık yeni sözleşme üzerinde anlaştı oysa. Seçim sonrası açıklama gelecek.

Atan ve tutan değil de, atanlar ve tutan diyelim

Atan ve tutan değil de, atanlar ve tutan diyelim. 2 noktada en güçlü sensen, şampiyonluk yolunu da büyük oranda açmış oluyorsun. Galatasaray'ın son dönemde kazandığı tüm şampiyonluklarda "Muslera" faktörü üst düzeydir. O sezonlarda daima ön plana çıkmıştır. Bu sezonda olduğu gibi. Atan tarafında da, son yıllarda kazanılan şampiyonluklarda "gol kralları" çıkardık. Yeri geldiğinde forvetsiz de hareket edildi ama Icardi ve Gomis gibi "bitiricilerin" önemi büyüktü.

Nelsson'u tutmak mı, yoksa satmak için mi çabalayacağız?

Nelsson'un takımda tutulmasına karar verildi gibi bir haber okudum da, bu duruma pek ihtimal vermedim. Tutulmak istenebilir ama Nelsson'un ayrılma isteği yeniden gündeme gelecektir. Aslında ilk sezonunun sonrasında bu isteği vardı, 1 yıl daha kalması rica edildi ve bunu kabul etti. Kazanılan şampiyonlukta da pay sahibiydi. Sonrasında sözün tutulmasını bekledi, bu sefer de ön eleme süreci yaşandığından izin verilmedi. Nelsson haklı, diğer yandan da kulüp tarafı haklıydı.

Kötü oynarken "nasıl olsa kazanırız" düşüncesinin nedenlerinden biri

Ziyech'in son sakatlık dönüşünden bu yana geçirdiği süreye bakıyorum. Rizespor'u 6-2 yendiğimiz maçta, 13 dakika oynadı ve iş bittikten sonra girdi. O maçı da kıstas dışı bırakayım. Son 5 maçında 2 gol 2 asist oldu. Hatayspor maçını boş geçti ama orada Zaha da 11'ken, istenilen randıman alınamadı. Barış Alper Yılmaz sol kanada kayınca, Ziyech'in sağ kanatta ilk 11 performansları değer kazandı. Bu 2 gol 2 asist de iş bitince gelmiyor, ya kilidi açıyor, ya geri dönüş ateşini yakıyor.

Köhn'ün arkasına, sol bek için alternatif üretilmeli

Köhn'ün, Adana Demirspor karşısında iyi bir savunma performansı vermediği doğru olsa da, tek faktör o değil. Barış Alper Yılmaz, belki de en kötü maçını oynadı ve savunma yardımı pek yoktu. Senin odağın hücum, bekleri de öne çıkarıyorsun. Rakibin tek kozu ise kanatlarını savunma arkasına sarkıtmak. Mendoza ve Yusuf Barasi, Köhn'ü çok zorladı. Atal'ın hücum katkısını da eklersek, Köhn bir anlamda 3 kişiyle birden mücadele etmek durumundaydı.

Muslera ile geçen günlerin kıymetini bilin, tadını çıkarın

Muslera'ya verilen para çok değil. Niye çok olsun, seviyesi mi düştü? Hala üst düzey kalite. Yaşı kaynaklı "sözleşme süresi" düşer. Seviyesi düşmedi ki, niye parası azalsın? Muslera'ya yana yakıla ihtiyacın var. Elbette bir gün ayrılacak da, iyi seviyedeyken neden ayrılsın? Bir de kaleci mi arayalım? Mondragon sürecini iyi yönetememişken, burada Muslera'dan bahsediyoruz. Önümüzdeki 2 yılı garanti altına almanın adı, Muslera ile yola devam etmekti.

Kerem Demirbay'ın da Galatasaray formasıyla normal golü yok

Adana Demirspor maçının ilk yarısı biterken, Kerem Demirbay ve Ziyech'i eleştiriyordum. Kerem Demirbay'ı bir süredir eleştiriyorum. Direnci biraz düştü gibi, orta sahanın bu kadar çabuk geçilmesinde, onun düşüşü etkenlerden biri. Okan Hoca, ondan vazgeçmiyor ve vazgeçmeyecektir de. Berkan Kutlu'yu merkeze alıp, orayı biraz daha sertleştirmeyi düşünüyordum. Çünkü iş çok fazla "koş koş" halini aldı. Kalitemizle bunu her seferinde aşıyoruz ama orada biraz daha dengeli kalabilmeye hayır demezdim.

Adana Demirspor 0-3 Galatasaray, ruleti "kaliten" kazanıyor

Skora bakınca görece "kolay da", fazlasıyla eforlu ve zor bir maç. Koş koşa dönen oyunu yeni değil, bir süredir izliyoruz. Galatasaray'ın maçlarında oyun "koş koş" halinde. Adana Demirspor'un hücumda tek silahı hızı ve atletizmi. Emre Akbaba'nın yokluğunda, orta sahanın merkezinde de "atlet" bir yapıya büründüler. Balotelli orta sahaya geliyor, arkaya attığı toplara koşuyorlar ve etkili oldular. Merkez çok boşaldı, özellikle de sol kanat savunmamız hiç iyi değildi.

Yapı güçlü, kazanarak devam etmekte

Adana Demirspor zaten kısıtlı bir kadro. Ligde konumları rahat ve biraz da hedefsiz kaldılar. Galatasaray'a karşı kendi sahalarında elbette vitrin diyebilecekleri bir maça çıkacaklar ama bu haftalarda böyle takımlara karşı oynamayı tercih ederim. Düşme ateşinde kavrulan takımlardansa, orta sıralarda, hedefsiz gibi görünen takımlarla oynamak iyidir. Adana Demirspor deplasmanı, kalan haftaların en zor maçı. Kasımpaşa ve Alanyaspor maçları da böyleydi, teker teker aşıyoruz.

Önce bu hamleleri yapıp, sonrasına bakacağız

Yaz transfer döneminde "ihtiyaç" dışına çıkıp, birçok iddialı transfer gerçekleştirmiştik. Gün sonunda her şey tam anlamıyla istediğimiz gibi gitmedi. Şampiyonluğa ulaşacağız ama daha iyisi mümkündü. Önümüzdeki yaz dönemi transferler yetişir mi, yine son günü görür müyüz bilmem de, daha doğru hareket edileceğine inanıyorum. İlk 11 bazında bakınca ihtiyaçlar belli. Önce bu hamleleri yapıp, sonrasına bakacağız.